L20 TOPLANTISI

10 Şubat 2015

 

L20 Başlangıç Toplantısı 4 Şubat 2015 tarihinde Ankara Rixos Otel’de yapıldı. Başbakan Yardımcısı Ali BABACAN’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya, L20 Türkiye Organizasyon Komitesi Başkanı olarak TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün ATALAY, T.C. Dış İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ayşe SİNİRLİOĞLU, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Yağız EYÜBOĞLU, Tepav Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü Bozkurt ARAN, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yrd. Erhan BATUR, ITUC Genel Sekreteri Sharan BURROW, TUAC Genel Sekreteri John EVANS, DİSK Genel Başkanı Kani BEKO, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, ILO-ACTRAY Anna BİONDİ, C20 Temsilcisi Meryem ASLAN,  AB Türkiye Delegasyonu, aralarında Genel Başkanımız Bayram BOZAL’ında yeraldığı TÜRK-İŞ-Başkanlar Kurulu Üyeleri ile HAK-İŞ Başkanlar Kurulu Üyeleri, DİSK Başkanlar Kurulu Üyeleri ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Toplantıda konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Ali BABACAN, L20 Başlangıç Toplantısı’nda  toplantıyla birlikte Türkiye’nin dönem başkanlığındaki G20 kapsamında Emek 20 (L20) çalışmalarının resmen başlatıldığını söyledi. Dünyada çalışanların büyük sorunları olduğuna, uzun dönem işsizliğin ciddi boyutlara ulaştığına, emeğin gayri safi yurt içi hasıladaki payının pek çok ülkede düştüğüne dikkati çeken BABACAN, böyle bir ortamda L20’nin yapacağı çalışmaların son derece önemli olacağını ifade etti. BABACAN, “G20 Bakanlar Toplantısı’na ve G20 Zirvesine L20’den verilecek destek ve oluşacak görüşler bizim için çok çok kıymetli olacak” diye konuştu.  
TÜRK-İŞ Genel Başkanı ve L20 Türkiye Organizasyon Komitesi Başkanı Ergün ATALAY ise konuşmasında dünya ekonomisinde gelinen noktanın toplumun ağırlıklı bölümünü oluşturan çalışanlar ve aileleri için olumlu olmadığını belirterek, “G-20’yi oluşturan ülke liderlerine bir kez daha çağrıda bulunmanın zamanıdır” dedi.
1 Aralık 2014 itibarı ile Türkiye G20’nin dönem başkanlığını devraldığını hatırlatan ATALAY, şunları söyledi:
 “Çalışan kesim ve ailelerinin ekonomik büyüme ve küreselleşmenin getirilerinden payına düşeni alabilmesi, örgütlü bir şekilde ve insan onuruna yakışır koşullarda çalışabilmesi için taleplerimizi, küresel düzeyde devlet ve hükümet başkanlarına ileteceğiz.  L20 Türkiye’nin ulusal bileşeni olarak, ülkemizde çalışma hayatının karşı karşıya olduğu sorunları gündeme taşıyacak ve çözüm yolları arayacağız.      
Pek çok sorunun kaynağı gibi, çözümünün de küresel ölçekte aranması gerektiğini biliyoruz. Bu çerçevede, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu-ITUC ile işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Küresel sendikal hareketin başında yıllardır önemli bir mücadeleyi kararlılıkla sürdüren Sharan Burrow kardeşimiz şu an bizimle birlikte. Kendisi biraz sonra L20’nin önceliklerini ve bugüne kadar verilen mücadeleyi zaten anlatacak. Bugün L20 başlangıç toplantısında ayrıca G20, B20 ve T20 temsilcilerini de dinleme imkanı bulacağız. Bir anlamda, Türkiye dönem başkanlığının çalışma hayatına ilişkin yol haritasını da birlikte çizmiş olacağız. Türkiye dönem başkanlığının, gelişmekte olan ülkeleri ve sosyal tarafları sürece dahil etme noktasında gösterdiği hassasiyeti ve istihdam ile ilgili belirlediği öncelikleri memnuniyetle karşılamaktayız. Ancak, bundan önce gerçekleştirilen ve benimde şahsen katıldığım G20 Zirvelerinde pek çok taahhütlerde bulunulmasına rağmen çalışanların hayatında hiçbir olumlu gelişmeye şahit olamadığımızı da ifade etmek isterim. Bu nedenle, Türkiye dönem başkanlığının öncelikler arasında belirlediği geçmiş taahhütleri izleme konusuna özellikle önem verilmesi gerektiğini vurgulamakta fayda görüyorum.
Bu noktada; G20 ülke liderlerine “Artık Yapın” çağrısında bulunacağız. 
Sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi, insan onuruna yakışır yeni iş imkanları sağlanmasını, üretken istihdamın artırılmasını ve işsizliğin azaltılmasını, açlık ve yoksulluğun kaldırılmasını, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri ve eğitime erişim olanakları ile çevre konularına duyarlılık gibi taleplerimizi dile getireceğiz ve  “Artık Yapın” diyeceğiz. Tabi ki, bunların en başında iş sağlığı ve güvenliği konusunda taleplerimiz olacak. Güvenli işyerleri isteyeceğiz. Bildiğiniz gibi Türkiye, özellikle geçtiğimiz yıl yaşanan pek çok sayıda ölümlü iş kazalarıyla gündeme geldi. 2013 yılında ülkemizde ölen sigortalı sayısı 1.356 kişi oldu. 2014 yılında ölenlerin sayısı daha da fazla. Bu durum Türkiye’yi ölümlü kazalarda dünya üçüncüsü ve Avrupa birincisi haline getirdi. İşte bugün bu sorunları konuşacağız, bunların sebeplerini, sendikal hareketin örgütlenme, taşeronlaşma, mesleki eğitim, istihdam, düşük ücret, göç ve göçmenlerin istihdama etkileri gibi sorunları konuşacağız.”
Ergün ATALAY’IN konuşmasının ardından Uluslararası İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Sharan BURROW, iş ve sürdürülebilir büyüme konularına bakacaklarını belirterek, işletme ve işçi arasındaki diyaloğun sağlanması ve güçlendirilmesi için çalışacaklarını kaydetti. 

L20 TÜRKİYE BİLDİRİSİ
Krizler ve krizlere karşı alınan tedbirler; dünyada ve Türkiye’deki çalışanları olumsuz biçimde etkilemektedir. Bu gelişmeler çalışma hayatına doğrudan yansımaktadır. Taşeronlaştırma, örgütsüzleştirme, güvencesizleştirme, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurma, kayıt dışı çalıştırma, düşük ücretlerle çalıştırma ve benzeri nedenlerle işçiler ve onların örgütlü gücü olan sendikalar baskı altındadır.
Toplumun ağırlıklı bölümünü oluşturan ücretlilerin çalışma ve yaşama şartları giderek kötüleşmekte, buna karşın sermaye kesiminin egemenliği ve gücü daha da pekişmektedir. Sosyal refah devleti anlayışı ve uygulamaları giderek zayıflamaktadır.
Düşük maliyetli işçi çalıştırma politikaları ve çevreye karşı duyarlı olmayan üretim yöntemlerine göz yumulmakta ve hatta bu yöntemler küresel rekabet ortamında işletmelerin varlıklarını sürdürmeleri ve büyümeleri amacıyla ulusal ekonomiler tarafından bazen teşvik bile edilmektedir.
Bu politikalar aynı zamanda çalışanların kazanılmış haklarını geriye götürmektedir. Çalışanlar geçmişe göre iş güvencesi ve ücretler açısından daha kötü koşullar altında istihdam edilmektedirler. Ayrıca iş sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin risklerle daha sık bir biçimde yüz yüze kalmaktadırlar.
Uygulanan küresel ekonomik politikalarla; ücretlerin gelirden aldığı pay azalmaktadır. Günümüzde gerek ulusal gerek uluslararası boyutta eşitsizlikler giderek büyümekte, toplumun farklı kesimleri arasındaki uçurum daha da derinleşmektedir. Çok uluslu şirketler güçlerini artırmışlardır. Yaratılan pembe tablolar ile toplumlar aldatılmaktadır. Tablolarda yer alan büyüme oranları ve diğer ekonomik göstergeler istihdama yansımamış ve çalışanların refahtan eşit pay almalarını sağlayamamıştır.
İnsanca bir yaşam için gerekli olan asgari ücret baskı altındadır. Bunun da ötesinde mesleki yeterliliği ve becerisi kanıtlanmış işgücü, emeğinin karşılığını alamamaktadır. Yeterli mesleki eğitim, nitelikli çıraklık ve becerilerin geliştirilmesi ihmal edilmektedir. İşçilerin iş piyasasına ve mesleki eğitime erişimleri ile ilgili engeller varlığını korumaktadır.
Ülkelerin arasında ve ülke içinde yaşanan eşitsizlikler yeni bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ekonomisini oluşturmayı amaçlayan talepler insan odaklı bir yaklaşımla küresel boyutta dile getirilmelidir.
Bu nedenle L20 Türkiye Organizasyon Komitesi’ni oluşturan bizler TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK olarak;
– Örgütlenme yolundaki engellerin kaldırıldığı,
– Taşeron işçinin asıl işçiyle aynı haklara sahip olduğu,
– İş kazalarının en aza indiği,
– Sağlıklı çalışma ortamlarının oluşturulduğu,
– Ücretlerin milli gelirden aldığı payın arttığı,
– Üretim döngüsünün yeşil ekonomi çerçevesinde gerçekleştiği adil bir dünya talep etmekteyiz.
L20 çatısı altında bir araya gelen küresel sendikal hareket, şimdiye kadar yapılan zirvelerde, dünyanın önde gelen liderlerine aşağıdaki talepleri yerine getirmeleri çağrısında bulunmuştur:
-Küresel ölçekte yatırımlar vasıtasıyla kalkınma yanlısı ve sürdürülebilir bir büyüme planı uygulanmalıdır.
– İstihdam yaratan kamu yatırımlarına ve aktif iş gücü piyasası politikalarına odaklanılmalıdır.
– Toplu pazarlık kapsamının genişletilmesi ve ücretlerin artırılması vasıtasıyla gelir eşitsizliği düzeltilmelidir.
– Asgari yaşam ücreti tespit edilmeli ve ‘insan onuruna yakışır iş gündemi’ teşvik edilmelidir.
– Sosyal koruma politikalarıyla kırılgan kesimler kapsam altına alınmalıdır.
– Gelişmekte olan ekonomilere, ihtiyaçları doğrultusunda farklı uygulama yapabilmeleri için kaynak ve politika alanı sağlanmalıdır.
– Küresel finansı kontrol altına almak için yeni mekanizmalar ve kurallar oluşturulmalıdır.
– Yaşam standartlarını iyileştirebilecek politikalar geliştirilmelidir.
– Üçlü yapı temelinde gerçekleştirilen ekonomik ve sosyal istişareler yeniden canlandırılmalıdır.
– İnsanların göçe zorlanmayacağı bir ortam oluşturulmalı ve göçmenlere ulusal ve uluslararası tam destek sağlanmalıdır.
 
Türkiye’deki işçi sendikaları konfederasyonları TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK, L20 Sekreteryası tarafından yürütülen bu çalışmalara katılmış ve katkıda bulunmuşlardır.
Ülkelerin sorunları, işçilerin talep ve beklentileri göz ardı edilerek çözülemez. Büyümede paylaşımı ön planda tutacak, istihdamı artıracak, kadın, genç ve engellileri kapsayan sosyal katılım, eşitlik ve refah yaratacak makroekonomik politikaların uygulanması bu açıdan önem taşımaktadır.
G20 her zaman uygulanan mükerrer politikaların yerine sorunlara çözüm getirecek öneriler geliştirmelidir.
Bu aşamada ekonomik ve sosyal alanda gerekli adımlar atılmalı, demokrasi alanında köklü ve kalıcı değişiklikler hedeflenmelidir. Çünkü başta çalışanlar olmak üzere, iktisaden zayıf kesimlerin hak ve çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi, ancak demokratik sistem içinde mümkündür. Sosyal hukuk devleti anlayışını savunmak ve hayata geçirmek, insani ve sürdürülebilir kalkınmanın ön koşuludur.

Küresel sendikal hareket G20 liderlerine 2015 tarihinde Türkiye’de yapılacak olan G20 Başkanlar Zirvesi’nin gündemine söz konusu önerileri taşımaları doğrultusunda çağrıda bulunmaktadır