KADINLARIMIZ AİLENİN VE TOPLUMSAL DÜZENİN TEMİNATIDIR

6 Mart 2020

Bundan 163 yıl önce insanca yaşam için adil çalışma koşulları isteyen kadınlar, hayatlarını ortaya koyarak 8 Mart 1857 tarihini insanlık mücadelesinin simge günlerinden birisi yaptılar.

8 Mart’ı bugün ölümsüz kılan 1857’deki eylemde 129 kadın çalışan yanarak hayatını kaybetti. İstedikleri şey, ağır çalışma koşullarının insan hayatına yaraşır bir şekilde düzeltilmesiydi.  Adalet istedikleri için öldüler. O günden bugüne 163 yıl geçti. Sanayi devriminden teknoloji çağına, oradan bilgi çağına geçildi. Çalışma ilişkilerinde, sosyal ilişkilerde, rekabetçilik ve bireyselleşme gibi insani deformasyonları başarıyla gerçekleştiren küresel sömürü düzenleri bu yolculukta daha da güçlendi ve insanlığı daha acımasız şekilde köleleştirdi. İnsanların özgürce yaşama hakkını hiçe sayarak tarihin en acımasız savaşlarına ve katliamlarına imza attılar. Sermayenin özgürlüğünü yegâne kutsal olarak kabul edip, insanlığın vicdanına saldırdılar. Bu kirli yolculukta insanlık; savaş, güç, terör, şiddet, açlık, yoksulluk, işsizlik, iş gücü sömürüsü gibi pek çok küresel sorunun pençesinde kıvrandı. Bu küresel sorunların en büyük mağdurları ise kadınlar oldu.

Ailede, sosyal hayatta, çalışma hayatında insanüstü bir gayretle varlık mücadelesi veren kadınlar, savaşlar, göç, terör, cinsiyet ayrımcılığı, toplumsal şiddet veya aile içi şiddet nedeniyle ölmeye, yaralanmaya veya sömürülmeye devam ettiler.

Bugün güney sınırımız Suriye’de emperyalizmin kirli ellerinin ürettiği ve ülkemizi de tehdit eden kirli savaşta ölen, yaşamak için göç etmek zorunda kalan kadınların acısını derinden hissediyor, yaralarına merhem olmaya çalışıyoruz.

Böyle bir dünya gerçeği içinde olsak da, her yıl olduğu gibi bu yıl 8 Mart’ta bir kez daha kadınlar için onurlu bir yaşam umudumuzu seslendiriyoruz. 

Çünkü; kadınlarımızın vakar ve izzetini koruyan bir devlet politikasına ve toplumsal erdeme ulaşmadan ne medeniyetten ne de güvenli bir gelecekten bahsedemeyiz.

İnsanlığı savaş ve kan girdabından kurtaracak değerleri dünyaya hakim kılmak için önce, bir ana, bir eş, bir evlat, hayata emeğini ve bütün varlığını adayan bir insan olarak kadınlarımızın saygınlığını, sadece bir gün değil hayatın her günü korumalı ve gözetmeliyiz.

Kadının, temeli sağlam ailenin ve erdemli toplumun anahtarı olduğu gerçeğini fark etmeli ve kadını ailede ve sosyal hayatta güçlü tutacak, saygınlığını koruyacak politikaları hayata geçirmeliyiz. Kadını değersizleştiren, metalaştıran, istismar eden kültürel sorunlarla etkin ve kararlı şekilde mücadele etmeliyiz.

Bilmeliyiz ki;

Kadının savaş, terör veya şiddet nedeniyle ölmediği bir dünya, yaşama hakkının değerinin ve barışın hakim olduğu bir dünya demektir.

Kadının istismara uğramadığı bir dünya adaletin, erdemin ve güvenin hakim olduğu bir dünya demektir.

Kadının saygı gördüğü bir dünya sağlıklı nesiller, insanlık değerleriyle mamur bir dünya demektir.

Gelecek nesillerin böyle bir dünyaya uyanmasını istiyorsak, önce bir anne, bir eş, bir iş arkadaşı olarak kadınlarımızın onuruna sahip çıkmalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle kadınlarımız ve aydınlık bir gelecek için umut ettiğimiz ideallerin devlet ve toplum olarak sahiplenildiği ve bu yolda kararlı adımlar atıldığı bir gelecek dileğiyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.

                    Türk Harb İş Sendikası

           Genel Merkez Yönetim Kurulu