GENEL BAŞKANIMIZ SOYDAN “SAVUNMA SANAYİ SEMPOZYUMU VE SERGİSİ’22”DE KONUŞTU

14 Ekim 2022

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kayseri Makine Mühendisleri Odası ev sahipliğinde Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, MSB Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT A.Ş.), Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu(TÜBİTAK), Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi (MKE)  ve Sendikamızın da aralarında bulunduğu savunma sanayi ile ilgili birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla “Savunma Sanayi Sempozyumu ve Sergisi’22″ 13 Ekim 2022-15 Ekim 2022 tarihleri arasında Kayseri Erciyes Kültür Merkezi’nde gerçekleştiriliyor.

Savunma Sanayiinde Akademik Çalışmalar Işığında Yerlileştirme Faaliyetleri başlığıyla düzenlenen “Savunma Sanayi Sempozyumu ve Sergisi’22’ de Sendikamızın faaliyetleri ve milli savunma sanayiine emek veren üyelerimizin alır teriyle üretilen ürünlerin tanıtıldığı standımız yerini aldı. 

Sendikamız adına Genel Başkanımız Alaattin SOYDAN, Genel Başkan Yardımcımız Hasan KARACA, Kayseri Şubemiz Yöneticilerimiz ile bazı şube yöneticilerimizin de katıldığı program çerçevesinde gerçekleştirilen sempozyumun ilk gününde Genel Başkanımız SOYDAN da bir konuşma yaptı.

Konuşmasına “Türk Harb-İş Sendikasının 26 bin üyesi adına hepinizi saygıyla selamlıyorum” diyerek başlayan Genel Başkanımız Alaattin SOYDAN, Savunma Sanayi Sempozyumu ve Sergisi’nin ülkemize ve savunma sanayimize hayırlar getirmesini temennisinde bulundu.

Sendikamızın Milli Savunma Bakanlığına bağlı Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde işçi statüsünde çalışanların tamamının üye olduğu bir sendika olarak sektörün en önemli aktörü olduğunu dile getiren SOYDAN, Türk Harb-İş Sendikasının yabancı askeri işyerlerinde ve özel güvenlik sektöründe de örgütlenen önemli bir sendika olduğu vurgusu ile “Temel olarak ülkemizin milli savunmasına uzun yıllardır hizmet etme şerefini taşıyan bir sendikayız” değerlendirmesinde bulundu.

Savunma ve güvenlik meselesi tüm milletler ve devletler açısından geçmişten bugüne üzerinde en çok durulan konulardan olduğunu belirten Genel Başkanımız Alaattin SOYDAN,  “Güvenlik kavramı ortaya çıktığı dönemlerde sadece can ve mal güvenliğini kapsarken zamanla ülkelerin milli güvenliğini de kapsayan çok geniş bir kavramı ifade etmektedir. Savunma kavramı ise devletlerin güvenlik tehditlerine karşı aldığı önlemlerin tamamını ifade etmektedir. Devletler, milli güvenliğini sağlamak için çok önemli bütçeler ayırmakta ve önemli faaliyetler yürütmektedir. Devletler, kendilerine yönelik saldırılara cevap vermek ve caydırıcı olmak için milli imkanlarla ve kamu işyerleriyle savunma sanayine yatırım yapmak zorundadır. Önceki dönemlerde; “Siz üretmeyin, biz size daha ucuza satarız.” denilerek büyük oranda indirime gidip savunma sanayimizin millileşmesini engellemeye çalıştılar. Son zamanlarda ise savunma sanayimizdeki millileşme ve yerlileşme faaliyetleri sonucunda ülkemizin savunma sanayi pazarında küresel bir aktör olma yolunda ilerlemesiyle birlikte, içeriden ve dışarıdan engeller çıkararak savunma sanayi ürünlerine ambargo koydular ve ihtiyacımız olan bu ürünleri parasıyla bile satmadılar. Ancak, Ülkemiz son yıllarda yaptığı çalışmalarla tüm bu engelleri aşarak yoluna devam etti” diye konuştu.

Savunma sanayine yatırım yapmak ve savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtarmak önemli bir görev olduğunun altını çizen SOYDAN, “Türkiye bu konuda son yıllarda önemli yatırımlar yaparak millileşme hamlesi gerçekleştirdi. Türkiye belli dönemlerde müttefiklerinin silah ve mühimmat ambargolarına maruz kalınca yerli ve milli imkânlarla savunma sanayi ihtiyaçlarını gidermeye çalıştı. Yaptığı savunma sanayi yatırımlarıyla ve çalışmalarıyla sözde müttefiklerimizin bu engelleme girişimlerini boşa çıkardı. Türkiye son yirmi yılda savunma sanayinde dışa bağımlılık oranını yüzde 80’lerden yüzde 20’lere kadar indirme başarısı göstermiştir. Ülkemizde 2002 yılında 5,5 milyar dolar bütçeli 62 savunma sanayii projesi varken, bugün 75 milyar dolar bütçeli 750’yi aşan proje var. Savunma sanayinin gelişmesinde büyük önemi olan AR-GE’ye ayrılan bütçe 49 milyon dolardan 1,5 milyar doların üzerine çıkmış ve 20 yılda 30 kat artırılmıştır. Bu başarıda önemli bir pay da şüphesiz askeri fabrikalara ve tersanelere aittir” dedi.

“Türkiye’de askeri fabrikalar ile tersanelerin imkân ve kabiliyetleri ülke savunmasında önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde 27 askeri fabrika ve 3 tersane ile Kuvvet Komutanlıklarına bağlı çok sayıda bakım, onarım ve destek işyerleri vardır. Askeri işyerleri; hava bakım fabrikaları, tersaneler, ana bakım fabrikaları, bakım ve onarım merkezleri ve dikimevleri gibi işyerleriyle savunma sanayinin tüm ihtiyaçlarına cevap vermektedir” diyen Genel Başkanımız SOYDAN, bu işyerlerinde önemli başarılara imza atan çalışanlar adeta sektörün görünmez kahraman olduğunu söyledi.  

Genel Başkanımız SOYDAN, ülkemizin savunmasında ve terörle mücadelesinde, askeri işyerleri subay, astsubay, memur ve işçilerle önemli işlere imza attığını belirterek, “MİLGEM’ler, Reis Sınıfı Denizaltılar ve Fırtına Obüslerinin üretilmesinin yanı sıra, envanterimizdeki tüm uçak, helikopter, gemi, tank, askeri araç ve gereçlerin bakım ve idamesi üyelerimiz tarafından yapılmaktadır. Yurt dışı maliyetlerine göre çok daha ucuz maliyetle yapılan işler aynı zamanda ülkemizi bağımlı olmaktan kurtarmaktadır” dedi.

Üyelerimizin yaptığı işlerle ilgili çok sayıda örnek vermenin mümkün olduğunu söyleyen SOYDAN, “Ancak tüm işyerlerimizi anlatmak konuşmanın sınırlarını aşacağı için bu sempozyumun Kayseri’de olması hasebiyle Kayseri’deki işyerlerimizde yaptığımız işleri anlatmak istiyorum” diyerek şunları söyledi:

“İlk olarak 2’nci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü’müz ile ilgili bazı verileri siz değerli katılımcılarla paylaşmak istiyorum. Fabrikamızın icra ettiği motor revizyon, FASBAT, tadilat, bakım, onarım, imalat, modernizasyon, entegrasyon, TYS (Teknik Yönetim Sorumluluğu), TOM (Teknoloji Onarım Merkezi) ve AR-GE faaliyetleri ile fabrikamız ülkemiz ekonomisine yıllık ortalama 78.000.000 $ katma değer sağlamaktadır.

Fabrikamızda çalışan üyelerimiz ve yönetim kadrosu kurdukları çözüm odaklı ve güzel iletişim sayesinde sorumluluk alanlarında bulunan A-400M, KC-135R (Tanker), C-130, C-160, CN-235, SF-260D ve T-41D uçaklarının bakım, onarım ve parça imalatlarını dünyada en düşük maliyetle, en kısa sürede ve en kaliteli şekilde yapmaktadır. Ayrıca, bu güzide fabrikamızda HİK uçaklarına, İHA’lara ve Komuta Kontrol Uçaklarına TYS hizmeti verilmektedir. Fabrikamız, dünyada üretici firma AİRBAS dışında Havacılık Standardı olan EMAR 145 standartlarına uygun olarak A-400M uçaklarına Retrofit faaliyetleri yapabilen tek tesis haline gelmiştir.

Gurur duyarak belirtmek isterim ki; arkadaşlarımız bu işi sıfır hata ve %96 müşteri memnuniyeti ile yapmaktadırlar. Bunlara ilaveten 2’nci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü’müz Türkiye’deki en yetkin mühendislik kadrolarına sahip fabrikalarımızdan birisidir. Bu arkadaşlarımız arızalara anında müdahale etmekte, proje ve çözüm odaklı çalışmakta, hatta ve hatta üretici firmalara dahi teknik destek sağlamaktadırlar.

İmalat Müdürlüğü’nün 17.687 kalemde yıllık 300.000 üretimiyle, onarım atölyelerinin ise 5.993 kalem ve yıllık 10.000 ünite onarımıyla birlikte fabrikamız, Hv.K.K.lığının en büyük kapasiteye sahip fabrikasıdır. Fabrikamız bu sayede yerlileşme ve millileştirmeye en büyük katkı sağlayan fabrikalardan birisidir.

Fabrikamızın Yer Sistemleri Müdürlüğü’nde ise Hv.K.K.lığına ait Akaryakıt İkmal Tankerlerinin, Uçak Yangın Söndürme Araçlarının, pist kar küreme araçlarının, pist süpürme araçlarının, vinçlerin bakım, onarım ve revizyonlarının yanı sıra yurt içi ve yurt dışı operasyon bölgeleri dahil tüm birliklerin jeneratörlerinin bakım, onarım ve revizyonları yapılmaktadır.

Kalibrasyon laboratuvarımızda ise yılda yaklaşık 5.000 ünitenin kalibrasyonu gerçekleştirilmektedir. Fabrikamızda Rahvan Uçak Çeker Projesi kapsamında toplamda 137 adet imal edilmesi planlanan uçak çekerlerin 93 adeti tamamlanmış ve Silahlı Kuvvetlerimize teslim edilmiştir. 2024 yılında projenin tamamlanmasıyla birlikte yerlileşme ve millileştirme kapsamında ülkemiz ekonomisine günümüz değerleriyle 32.423.000 TL kazanç sağlanması planlanmaktadır. Seyit Onbaşı Projesi kapsamında ise toplamda 70 adet bomba yükleme aracının 46 adeti teslim edilmiş olup, geriye kalan 24 adet bomba yükleme aracından 12’si içinde bulunduğumuz 2022 yılının, son 12 adeti ise önümüzdeki yılın sonuna kadar teslim edilecek, projenin tamamlanmasıyla birlikte yine yerlileşme ve millileştirme kapsamında ülkemiz ekonomisine günümüz değerleriyle 36.387.400 TL kazanç sağlanması planlanmaktadır.

Tüm bu güzel çalışmalara imza atan işçi ve mühendis üyelerimizin yanı sıra 2’nci Hava Bakım Fabrika Müdürümüz Tuğgeneral Haldun TAŞAN’a da teşekkürü bir borç bilirim.”

Genel Başkanımız SOYDAN, askeri fabrikalar ve tersaneler şimdiye kadar yaptıklarıyla ve sahip oldukları birikimleriyle savunma sanayinin millileşmesine katkı sağlamaya devam ettiğini hatırlatarak, “ Sahip oldukları işgücü ile geçmişten bugüne milli ürünler üreten, bakım ve onarım faaliyetleriyle savunma ürünlerinin kullanım ömürlerini uzatan, yaptıkları modernizasyon faaliyetleriyle savunma ürünlerini günün ihtiyaçlarına uygun hale getiren askeri fabrikaların önemi yeni dönemde daha da hissedilmektedir. Savunma sanayinde millileşme oranlarını artırma politikaları yürütülürken askeri fabrikaların, tersanelerin ve burada çalışan işgücünün önemi göz ardı edilmemelidir. Sektörün dengede tutulması ve savunma konusunda tecrübeli işgücünün varlığını sürdürmesi için askeri fabrikalar ve tersaneler teknolojik olarak desteklenmeli, işgücü sayısı artırılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

 “Barışı gerçekleştirmenin yolu kendi iş gücümüzle kendi savunma sanayimizle savaşa hazır olmaktan geçer” diyen SOYDAN, sözlerini programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek tamamladı.