Son yüzyıllarda emperyalizm ve kapitalizmle ortaya çıkan sömürü düzeni, adaletsizlik, yoksulluk ve savaşlar nedeniyle insanlar adeta çağdaş birer köle haline dönüştürülmektedir.
Sömürü düzenin oluşturanlara, emeği, alın terini değersizleştirmeye çalışanlara karşı ilk büyük örgütlü direniş, 1 Mayıs 1886 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Şikago Şehrinde olmuştur. Sendikalar öncülüğünde günlük 12 saat çalışma yerine 8 saat çalışma talebiyle gerçekleşen ve uzun süren mücadeleler neticesinde bu taleplerinin kabul gördüğü direnişin başlangıç günü olan 1 Mayıs, zamanla emekçiler için birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Ülkemizde ise 2008 yılında “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla resmi bayram haline dönüşen 1 Mayıs’ın, mücadele günü olmaktan çıkarak gerçek anlamda bir bayram olabilmesi için emeğin hak ettiği değer kavuşması gerekmektedir.
Oysa ülkemizde ve dünyada, gelir dağlımı adaletsizliği ve işsizlik başta olmak üzere ekonomik ve sosyal problemler, her geçen gün daha da büyümektedir. İşsizlik, yoksulluk, özelleştirme, güvencesiz çalıştırma başta olmak üzere emek karşıtı politikalarla, çalışanlar mağdur edilmektedir.
Bugün ekonomi başta olmak üzere emperyalist güçlerin tüm oyunlarına karşı dimdik ayakta duran bir Türkiye Cumhuriyeti var ise bunda en büyük pay hiç kuşkusuz ki, fabrikalarda, tersanelerde, maden olacaklarında, tarımda ve diğer iş alanlarında, gecesini gündüzüne katarak çalışan, alın teri döken emekçinindir.
Emeği, alın teri yanında Türkiye’nin bağımsızlığı ve aydınlık geleceği adına her zaman ve zeminde mücadele eden, ülkesi için canını ortaya koymaktan geri durmayan biz Milli Savunma çalışanları ne yazık ki 20 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 481 sayılı kararnamede ile Sendikamızın örgütlü olduğu Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’nün (Tank Palet Fabrikası) özelleştirme kararı ile karşı karşıya bırakıldık.
Bizler, savunma sanayimiz için stratejik önemi büyük böyle bir kurumu özelleştirmenin sadece buradaki çalışanları etkilemesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milli savunmamızın geleceğine yönelik ciddi olumsuzluklar doğuracağı gerçeğinden hareketle, kısaca “milli mesele” anlayışıyla karara karşı çıkıyoruz. Bu noktada Siyasi iradenin plan ve programlarında, Tank Palet Fabrikamızın özelleştirme kararı gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğine dair olumsuzluk içerecek kararların olmadığı, başta çalışanlar olmak üzere milletin beklentilerine cevap verecek şekilde düzenlemelere yer verilmesini bekliyoruz.
Unutulmamalıdır ki, çalışanların mutlu olmadığı bir ülkede gelişmeden, sosyal adaletten söz edilemeyeceği gibi, atılacak tüm adımlar da sonuçsuz kalacaktır. Bu nedende Türk Harb-İş Sendikası olarak 1 Mayıs vesilesiyle bir kez daha Siyasi İradeye çağrıda bulunuyoruz:
—Çalışanlar için yapılan tüm yasal düzenlemeler sendikaların talepleri doğrultusunda gerçekleştirilmelidir.
—Çalışanların alım gücü yükseltilmeli, reel enflasyonun altında kalan ücretlendirme politikalarından vazgeçilmedir.
—Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde çalışanlara insanca bir yaşam sunacak artış yapılmalıdır.
—Kıdem tazminatı çalışanların vazgeçilmezi, kırmızıçizgisidir. Bu konuda hak kaybı doğuracak hiçbir düzenleme yapılmamalıdır.
—Emeklilikte Yaşa Takılma gibi bir hak kaybı emekçiye dayatılmamalıdır.
—Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli ağır vergi yükünden kurtarılarak, çalışanların Ocak ayında aldıkların maaşlarının Aralık ayında da aynı oranda alınması sağlanmalı, dar ve sabit gelirli kesimlerin tükettiği zorunlu temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
—İş cinayeti haline gelen iş kazaları önlenmeli, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri artırılmalı, gerekli denetim yapılmalıdır.
—İşçilerin yüzde 10’larda olan sendikalaşma oranını yükseltmek için sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
—Siyasi partilerin veya başka güçlerin gölgesinde yapılan sendikal faaliyetler engellenmeli, sendikaların tam bağımsız bir şekilde emeğin, emekçinin ve ülkesinin yararına hizmet üretir hale gelmesinin zemini oluşturulmalıdır.
—KİT’lerdeki taşeron çalışanlar ile geçici işçilere kadro verilmeli, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kadro verilen çalışanların örgütlenme ve toplu pazarlık ile ilgili sorunlarına çözüm getirilmelidir.
—Yüzde 15’e kadar yükselen işsizlik oranının azaltılması için üretime dayalı ekonomi modeli tam anlamıyla hayata geçirmeli, yeni fabrikalar kurulmalı, özelleştirme adıyla fabrikaların kapasına kilit vurulmasının önüne geçilmelidir.
—İşsizlik Sigorta Fonu’nda biriken paralar amacı dışı kullanılmamalıdır. İşten çıkarılanların bu fonun kaynaklarından yararlanması ile ilgili koşullar yumuşatılmalıdır.
—Esnek çalışma ile ucuz ve niteliksiz işgücü yaygınlaştırılmamalıdır.
—Geçici görevlendirmelerde konaklama sorunu çözülmelidir.
—Kayıt dışı ekonomi, kayıt altına alınmalıdır.
—Eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi kamusal harcamalar sosyal devlet anlayışına uygun hale getirilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle; herkesin işe, aşa ve güvenli bir geleceğe sahip olduğu, haksızlık ve adaletsizliğin yaşanmadığı,1 Mayıslarda taleplerin sıralandığı değil, coşkulu kutlamaların olduğu Türkiye’de yaşama dileğiyle başta üyelerimiz olmak üzere tüm çalışanların ve milletimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz.
Türk Harb-İş Sendikası
Genel Yönetim Kurulu