Emek ve alın teri mücadelesinin sembol tarihlerinden olan 1 Mayıs’ın adalet ve barışın hakim olduğu bir dünya getirmesini diliyoruz.
Biz çalışanlar; sadece emeğimizin hakkı için değil, milletimizin ve insanlığın adalet ikliminde yaşaması için ter döküyor, yüzyıllardır hak ve adalet mücadelesi veriyoruz.
İşçinin alın teri kurumadan hakkının teslim edilmesini tavsiye eden inancın sahipleri olarak; güçlünün değil, haklının hukukunun egemen olması için kendimizi sorumlu hissediyor, bu yolda yürümeye devam ediyoruz.
Her geçen yıl sendikal mücadeleyi gerekli kılan ekonomik ve sosyal problemler daha da büyüyor.
Son iki buçuk asırda insanlık çok büyük acılara, savaşlara ve kitlesel katliamlara sahne oldu.
İktidarların yakıcı ateşinde mazlumlar yok oldu.
Dünya tarihi, insanca çalışma saatleri isteyen emekçilerin fabrikalara kapatılarak yakıldığı, insanların silah zoruyla çalıştırıldığı zamanlara şahit oldu.
Bugünün dünyasında da emeği ile geçinenler başta olmak üzere insanlık alemi, aynı kaderi yaşamaya devam ediyor.
İLO başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, ekonomik ve sosyal göstergelerdeki adaletsizliğin, insanlığın geleceği açısından her geçen yıl daha büyük tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor.
Küresel düzeyde yaşanan gelir dağılımı adaletsizliği nedeniyle 1 milyar insan açlık tehdidi altında yaşıyor. Yılda yaklaşık 2,5 milyon çocuk yeterince beslenemediği için hayatını kaybediyor.
Sık sık yaşanan ekonomik krizler nedeniyle bir taraftan milyonlarca insan işsiz kalıyor, diğer taraftan gelir dağılımı adaletsizliği artıyor.
Dünyanın bugün içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal problemler nedeniyle insanlık alemi; küresel adaletin sağlanması noktasında sendikal hareketin mücadele ruhuna her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor.
Bu nedenle, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı vesilesi ile;
Milyonlarca taşeron işçisinin sefalet ücretinden ve ağır çalışma koşullarından kurtarıldığı,
Cinayet gibi iş kazalarının olmadığı,
Gelir dağılımı ve vergi adaletinin tesis edildiği,
Kadın ve çocuk emeğinin istismarının sona erdiği,
Emek örgütlerinin ekonomide ve sosyal politikada karar süreçlerinin içinde olduğu,
Bugün yüzde 10 seviyesinde olan sendikal örgütlenme düzeyinin yüzde 100’lere çıktığı TÜRKİYE özlemimizi bir kez daha vurguluyoruz.
Bu düşüncelerle Türk Harb-İş Sendikası olarak; tüm çalışanlarımızın ve dünya emek kesiminin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz.