Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın düzenlediği “Daha Parlak Bir Gelecek İçin Çalışmak” konulu 12. Çalışma Meclisi toplantısı 23 Mayıs 2019 tarihinde Ankara’da yapıldı.
Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın yaptığı toplantıya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt SELÇUK başta olmak üzere çok sayıda siyasi, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Genel Direktörü Guy RYDER, işveren kuruluşları ile aralarında Genel Başkanımız Bayram BOZAL’ın da bulunduğu sendika temsilcileri katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, toplantının açılışında yaptığı konuşmada Türkiye’nin üretim merkezli büyüme stratejisi ile hareket etmesinin önemine dikkat çekti.
Konuşmasında Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) bu yıl 100. kuruluş yıl dönümüne ulaştığını da hatırlatan ERDOĞAN, bağlı olduğu Birleşmiş Milletlerden (BM) çok daha eski bir kuruluş olan ILO’nun, dünyanın her yerinde istihdam ve istihdam şartlarıyla ilgili farkındalık oluşturma, standartlar belirleme ve bunların uygulanması konusunda dikkate değer faaliyetler yürüttüğünü dile getirdi.
Toplantı gündemi olan “Daha parlak bir gelecek için çalışmak” başlığının ILO’nun vizyonunu yansıttığını ifade eden ERDOĞAN, “Bugün dünya endüstri 4.0 gibi, toplum 5.0 gibi, yaşam 3.0, dördüncü devrim birey 4.0 gibi konuları tartışıyoruz. Bu başlıkların hepsi de üretim biçimlerinde ve dolayısıyla çalışma hayatında çok köklü değişikliklerin bizi beklediğini gösteriyor. İnsan gücünün yerini makine ve yazılım gibi unsurların aldığı bir dünyada istihdam konusunu yeniden tasarlamak gerekiyor” diye konuştu.
İstihdam konusuna da değinen ERDOĞAN,”Birilerine ‘Gel bakalım sen devasa bir fabrikatörsün, işte yanına 50 tane daha işçi alıver, 5 bin 10 bin çalıştırmak nedir bunun yanında 50 daha fazla eleman al’ dediğimiz zaman rahatsız olanlar var. Bu bir gerçeği işaret ediyor. Demek ki burada eşitsizliği farklı alanlara taşırken işe buradan başlamak lazım. Onun için de teknoloji bir yandan geleneksel üretim biçimlerini tehdit ederken diğer yandan yeni faaliyet alanları oluşturarak istihdama katkıda bulunabilecek bir potansiyele de sahiptir. Devletlerin ve işletmelerin zenginliğinin topluma yansımasının yollarını ne kadar genişletebilir ve çeşitlendirebilirsek geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. İşveren olmazsa iş olmaz, iş olmazsa çalışan olmaz. Bireyler çalışamayınca da aşa, ekmeğe, temel ihtiyaçlara ulaşabilmeleri mümkün olmaz. Bu gerçek işverenlerin ve çalışanların birlikte hareket etmelerini kaçınılmaz hale getiriyor. Çalışma Meclisi toplantımızın bu konuda daha verimli ve etkin iş birliği zeminlerinin oluşmasına vesile teşkil etmesini diliyorum” diye konuştu.
Çalışma hayatının taraflarına tavsiyelerde bulunan ERDOĞAN, “Toplumu yaptığı işlere göre sınıflara bölmek, bunların çatışmalarından sonuçlar çıkarmak, oradan ideolojik kuramlara sıçramak gibi hususların bizim dünyamızda bizim medeniyetimizde, bizim kültürümüzde yeri yoktur.” dedi. Bir fabrikada patron ile işçiler aynı iftar sofrasında buluşuyor, camide aynı safta namaza duruyor, mezarlıkta aynı sırada yatıyorlarsa ahlaken orada sınıf ayrımının olamayacağını belirten ERDOĞAN, şunları söyledi:
“Paranın çokluğu azlığı başka bir meseledir. Bunun içinde kabiliyet vardır. Gayret vardır, tevafuk vardır, hepsinden önemlisi nasip vardır. Asıl mesele hayatı paraya göre tasnif etmemektir. Asıl mesele her ne iş yapıyorsan onun en iyisini yapabilme iradesine sahip olmaktır. Asıl mesele helalinden kazanarak kendinin ve ailenin geçimini sağlamaktır. İnşallah şu mübarek günler vesilesiyle Rabbim ülkemize ve milletimize her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da bolluk, bereket, esenlik, huzur verir.”
Konuşmasının ardından ERDOĞAN’a, Bakan SELÇUK tarafından günün anısına, tarihte bilinen ilk toplu iş sözleşmesi niteliği taşıyan 1766 tarihli Kütahya Fincancılar Esnafı Anlaşması’nın yer aldığı tabloyu takdim etti.